Öğrencilerimizin gelişimlerinde önemli yer tutan görsel sanatlar, müzik, bilgisayar, satranç, beden eğitimi gibi branş derslerimiz alanında deneyimli öğretmenlerimiz tarafından belirli program dahilinde uygulanmaktadır…
Anasınıfı öğretmenlerimiz eşliğinde çocuklarımızın ihtiyaç duyduğu gelişim seviyelerini arttırmak amacıyla serbest zaman, fen-doğa, müzik, türkçe, oyun, göster-anlat gibi etkinliklerle kaliteli vakit geçirmeleri sağlanmaktadır…
İngilizce derslerimiz öğrencilerin yaş seviyelerine uygun olarak yürütülmektedir. Öğrencilerimize İngilizceyi öğretirken şarkılar, dans gösterileri, öyküleme, canlandırma,gerçek nesneler ve aktivitelerle de desteklenmektedir.
okul öncesi eğitim döneminde rehberlik çocukların okula uyum sağlamaları, her yönden sağlıklı gelişim göstermeleri ve var olan kapasitelerini açığa çıkarmaları için yapılan sistemli yardımların tümüdür...
Dr. Maria Montessori altı yıllık tıp eğitimi sonunda 1896’da 26 yaşında, İtalya’da tıp dalında derece kazanan ilk kadın olmuştur. Maria zihin engelli çocuklarla ilgilenmiştir.Yaptığı incelemelerde bu çocukların tıptan çok eğitimin konusu olduğu sonucuna varmıştır. Özel gereksinimli bu çocukları sınava hazırlamış , normaller düzeyinde alınan başarı sonucunda haklılığını ispatlamıştır. Montessori zihin engelli çocuklar için geliştirdiği yöntemini, 1907 yılında Roma’nın gecekondu bölgesinde sosyoekonomik dezavantaja sahip 4-7 yaşarası çocukların eğitimi için uygulamaya başlamışve bu kurumu “Case De Bambini” yani “Çocuk Evi” olarak adlandırmıştır.
Bu çalışmalardan sonra Montessori yöntemini 1909 yılında dünyaya duyuracak “The Method of Scientific Pedagogy as Applied to Infant Education and the Children House” ilk kitabını yayımlayarak dünyada eğitim ile uğraşanların dikkatini çekmiş, hatta birçok yerde Montessori yöntemi uygulanmaya başlamıştır. Başta ABD olmak üzere Rusya, Japonya, Almanya, Hindistan, İngiltere ve Hollanda’da Montessori okulları açılmış ve diğer ülkelerde de açılmaya devam etmiştir.
Montessori eğitimin ve toplumun sorumluluğu konusunda, eğitimin çocuğun tüm ihtiyaçlarını bilimsel olarak aşama aşama incelemesi ve bu ihtiyaçların toplum ile doğrudan ilişkisinin kurulması gerektiğini savunmuştur. Dolayısı ile eğitim ve sosyal yaşantı arasında doğrudan bir ilişkinin kurulması eğitimi otoriter, sadece bilgi merkezli ve temelli olmaktan çıkarıp çocuk merkezli olmasını sağlamaktadır. Çocuk merkezli böyle bir eğitimin insanlık yaşamında bir devrim olduğunu savunmuştur.
Eğitim, öğretmenlerin çocuklara sözcüklerle anlattıklarıyla değil ,çocukların fiziksel ve sosyal çevrede geçirdikleri yaşantılarla gerçekleşir.
Dr. Maria MONTESSORİ
Montessori çocukların hiçbir zaman başkası tarafından eğitilemeyeceğine inanmaktadır. Çocuğun ancak kendisi tarafından eğitileceğini iddia etmektedir. Yetişkinler bilgiyi zihinlerini kullanarak edinmektedirler ancak çocuklar bilgiyi doğrudan fiziksel çevrelerinde almaktadırlar. Bu, Montessori’nin “Emici Zihin” kavramıdır. Montessori emici zihni şöyle ifade eder.
Çocuk, bilgileri ruhsal hayatıyla özümserken bizim, bilgileri zekâmızla elde ettiğimizi söyleyebiliriz. En basitinden çocuk, yaşamaya devam ederek ırkının dilini öğrenir. Onda bir tür kimyasal zihin faaliyete geçer. Bizler sadece ‘kap’larız; izlenimler üzerimize dökülür ve biz onları anımsar, zihnimizde tutarız. Ancak suyun bardağın dışında durması gibi izlenimlerimizden ayrı kalırız. Oysa çocuk bir değişim geçirir. İzlenimler çocuğun sadece zihnine nüfuz etmez, aynı zamanda onu şekillendirir. Onlar, çocukta somutlaşır. Çocuk, ortamdaki nesneleri kullanarak kendi zihnini yaratır. Biz bu zihin türüne emici zihin diyoruz. (Montessori, 1953, sf. 25).
"TEK BAŞIMA YAPABİLMEM İÇİN BANA YARDIM ET"
Çocuğu çalıştım. Çocuğun bana verdiklerini aldım ve onları ifade ettim. İşte Montessori Yöntemi budur.
• Çocuğu serbest bırakmak,
• Yönsemelerini açıklamasına olanak vermek,
• Çeşitli oyuncaklar vererek ilgilerine göre oynamalarını sağlamak,
• Bu oyuncaklar ve parçalardan bir şeyler yapmasına olanak vermek ve oynarken gözlemek,
• Kendi kendini anlamasına, eğitmesine ve geliştirmesine olanak hazırlamak,
• Çocuğa ilgilendiği işi yaptırmak, çocuğun ilgisini zenginleştirmek,
• Çocuğun sürekli olarak etkin olmasını sağlamak,
• Çocuğun kendi hizmetlerini kendine yaptırmak, onları bağımsız yaşamaya yeterli kılmak,
• Çocuk, kendi bireysel beceri ve ilgi alanında kendi hızıyla gelişir,
• Dikkatini yoğunlaştırmayı öğrenir,
• Çalışma isteğini ve zevkini geliştirir,
• Üretken olur,
• Toplumsal bir varlık olur,
• Kaygılarını en doğru şekilde nasıl dışa vurabileceğini öğrenir,
• Özgüvenini ve sorumluluk duygusunu geliştirir,
• Disiplini içselleştirir,
• Bir problemi nasıl tanımlayacağını ve onu çözmek için nasıl çalışılacağını öğrenir,
• Kendisine ve başkalarına karşı saygı duyar,
Çocuk için önemli olan kendilik gelişimidir. Kendi öz kaynaklarını ve yabancı, karmaşık dünya ile başa çıkma becerisini geliştirmeye gereksinimi vardır. Duyuları yoluyla, kendisi için öğrenmek, görmek ve yapmak ister, bir yetişkin gözleri ile değil. Çocuk bunları dünya ile uyum içinde başardığında, tam bir kişi olmaya başlar. O zaman eğitilmiştir.
1. Klasik Eğitim Sisteminde: Çocuk öğrenmenin ezberleme olduğunu öğrenir.
Montessori Sisteminde: Çocuklar öğrenmeyi öğrenir.
Sonuç: Ezberleyerek öğrenen çocuk bilgisine hakim değildir ve bilgiyi çabuk kaybeder oysa Montessoori çocukları öncelikle öğrenme mekanizmalarını geliştirir ve bilgiyi hayata geçirecek şekilde öğrenir.
2. Klasik Eğitim Sisteminde: Çocuğa yetişkinin öğrettiği düşünülür.
Montessori Sisteminde: Çocuk kendisi öğrenir.
3. Klasik Eğitim Sisteminde: Çocuk dış-disipline uyar.(Dış-disipline uyan kişiler disiplini temin eden mekandan ayrıldığı anda disiplini kaybeder.)
Montessori Sisteminde: Çocuk iç disipline uyar.(İç-disiplin kişinin kendisinden kaynaklanır ve birey için çok değerli bir özelliktir.)
4. Klasik Eğitim Sisteminde: Kişi topluluğun seviyesine uyum sağlamak zorundadır.
Montessori Sisteminde: Eğitim kişinin kendi becerilerine ve hızına göre belirlenir, kişiye özeldir.
5. Klasik Eğitim Sisteminde: Çocuk yetişkin tarafından belirlenen konuyu çalışır.
Montessori Sisteminde: Çocuk ilgisi doğrultusunda çalışabilir.
6. Klasik Eğitim Sisteminde: Soyut kavramlar soyut olarak sunulur.
Montessori Sisteminde: Soyut kavramlar somut olarak sunulur.
7. Klasik Eğitim Sisteminde: Çocuk çalışmalarını sürekli olarak öğretmenin değerlendirmesini ve onaylamasını bekler.
Montessori Sisteminde: Çocuk çalışmalarını kendisi değerlendirmeye teşvik edilir.
8. Klasik Eğitim Sisteminde: Öğretim araçları çocuğun duyularına hitap etmez ve yaparak yaşayarak öğrenme söz konusu değildir.
Montessori Sisteminde: Çocuk çalışmalarını kendisi değerlendirmeye teşvik edilir.
9. Klasik Eğitim Sisteminde: Öğretim araçları çocuğun duyularına hitap etmez ve yaparak yaşayarak öğrenme söz konusu değildir.
Montessori Sisteminde: Öğretim araçları çocuğun birden fazla duyusuna aynı anda hitap eder.
10. Klasik Eğitim Sisteminde: Altı yaşına kadar çocuğun ilerlemesi ölçülemez.
Montessori Sisteminde: Montessori öğretmeni araçlarla çalışan çocukları gözlemleyerek ilerlemelerini ölçebilir.
Atatürk Montessori eğitim sistemiyle yakından ilgilenmiş ve bu alanda Montessori eğitim anlayışının öğretmenlerimiz tarafından öğrenilmesini istemiştir. Atatürk’ün Maria Montessori ismini tavsiye etmesi sıradan ve rastgele bir tavsiye değildir. Atatürk yaşadığı çağı çok iyi okuyabilen bir liderdir. Kendisi 1900’lerin başın da , Montessori henüz İtalya için bile çok yeniyken , kaynakların Türkçeleştirilmesini talep etmiştir.
16-21 Temmuz 1921 tarihinde Maarif Kongresinde Atatürk lisans bilen genç muallimlere Maria Montessori’nin eserlerinin okumalarını tavsiye etmiştir. Maria Montessori için şu övücü sözleri söylemiştir; ‘Bu zevatın (Maria Montessori) terbiyede şaheser denmeye layık eserlerinin lisanımıza tercümesi de pek faydalı olacaktır.’ Hayat ve faaliyet düsturu üzerine müstenit terbiye usulüne büyük bir muvaffakiyette tatbik eden İtalyalı Dr. Maria Montessori olmuştur. Çocuk bahçeleri (Kindergarten Anaokulları) hususunda Fröbel’i tarihe gömen bu büyük kadına yeni terbiye ammesi çok medyundur.
Jeff Bezos
Amazon.com Kurucusu
Katharine Graham
Washington Post'un Sahibi
George Clooney
Akademi Ödüllü Ünlü Aktör
Julia Childs
Tv Programı Yapan İlk Yemek Şefi
Sergey Brin ve Larry Page
Google.com Kurucuları
F. Hundertwasser
Avusturyalı Ressam ve Mimar
Jimmy Wales
Wikipedia.com Kurucusu
Helen Hunt
Akademi Ödüllü Ünlü Aktris
Will Wright
The Sims Tasarımcısı
Anne Frank
Hatıraları 60 Dile Çevrilen Ünlü Yazar
Gabriel Garcia Marques
Nobel Edebiyat Ödüllü Ünlü Yazar
Joshua Bell
Grammy Ödüllü Ünlü Keman Virtüözü
Montessori çocuğun tüm gelişim aşamalarının ihtiyaçlarını karşılamak için bir yöntem ve bu yöntemin işlemesi için materyaller geliştirmiştir. Çocuk öğrenme arzusunu ve kendi yeteneklerini geliştirme potansiyelini desteklemek için bütünüyle hazırlanmış çevreden faydalanmaktadır.
Montessori sınıflarımız, çocukların hareketlerine izin verecek büyüklükte, çocukların boylarına uygun, onların hareketlerini kısıtlamayacak ve çalışmalarına uygun mobilyalarla donatılmakta, duvar renkleri sade olup materyallerin renklerinden baskın olmamaktadır. Montessori sınıflarımızda eğitici materyaller kullanılarak çocuğa oto-eğitim yapma fırsatı, bireysel çalışma özgürlüğü, zihinsel gelişim ihtiyaçlarını karşılama, sosyal çevreye uyum ihtiyacını karşılama ve kendi kendine yetebilme becerileri kazandırılmaktadır.
Montessori yöntemimizde eğitimci ya da öğretmen kavramları geleneksel eğitim yöntemlerindeki anlamıyla kullanılmamaktadır. Montessori yöntemimizde eğitimci "yönlendiren-yön veren" (directress yada director) anlamında kullanılmaktadır. Montessori eğitimcisi olacak adaylar, genel merkezimizde seminer programımızdan geçmektedirler.
• Günlük yaşam materyalleri ve deneyimleri,
• Duyu materyalleri ve eğitimi,
• Dil materyalleri ve eğitimi,
• Matematik materyalleri ve eğitimi,
• Geometri materyalleri ve eğitimi,
• Genel kültür-bilim materyalleri ve eğitimi,
• Sanat materyalleri ve eğitimi ,
• İngilizce eğitimi,
Anasınıfı öğrencilerimiz; yaşantımızda önemli bir yere sahip olan yabancı dile, İngilizce Öğretmenlerimiz nezaretinde yaş ve gelişim seviyelerine uygun etkinkliklerle neşe içerisinde İngilizce dersi görmektedirler. Çocuklarımızın küçük yaştan itibaren yabancı dil becerilerini kazanmaları öngörülerek İngilizce eğitimi verilmektedir. Bu yaş grubu için amacımız eğlenirken öğretmektir. Dil gelişimi etkinliğini bu sayede kazanarak İngilizce öğrenmenin keyfini yaşarlar. Özellikle anasınıfı çağındaki çocuklarımızın yabancı dil becerilerini çeşitli oyun ve şarkılarla öğretmek öncelikli hedefimizdir. Anasınıflarımızda İngilizce dersi haftanın 5 günü uygulanmaktadır.
Ritim eğitimine başlamak için en uygun dönem anaokullarıdır. Bu yaşlarda çocuklar rahat ve esnektir. Eğer bu çağlarda çocuklara güzel bir müzik eğitimi temeli oluşturulursa, kazandıkları ritimsel beceriler üzerine ileride daha da gelişmiş, karmaşık beceriler elde edebilirler.Ritim eğitimi, bedeni doğru kullanabilme ve bu sayede çocuğun ruhsal gelişimini olumlu yönde etkilemesi açısından da çok önemlidir. Çocuklarda özgüven, denge,rahatlık sağlayan ritim eğitimi, anaokulları eğitimin önemli amaçlarından biri olarak da kabul edilebilir.Okulumuzda uyguladığımız, çocuğun kendisi tarafından yapılan organize kas hareketlerini içeren ritim eğitimi, öğrenci merkezlidir. Şarkılı oyunlarda çocuklar rol alırken aktif olarak çalışmanın içinde yer alıp uygulamalı çalışmalarla ritim eğitimini gerçekleştirirler.Uygulamalı çalışmalarla kavratılmayan bilgiler yüzeysel kalacak ve öğrenme aşamasına geçmeyecektir. Bu yüzden, müzik eğitiminde derinlemesine bir öğrenme için uygulamalı çalışmalar yaptırılır ve seviyeye uygun şarkılar öğretilir.
Öğrencilerimiz okul öncesi eğitim cd' leri ile bilgisayar kullanım pratikliği kazanmalarının yanında, öğrencilerin yaş seviyelerine uygun düzenlenen bu cd' lerle yaratıcılıklarını geliştirerek aldıkları eğitimi eğlenceli bir şekilde pekiştiriyorlar.
Zeka oyunları içerisinde çok önemli bir yeri olan ve bireylerin gelişiminde katkısı büyük olan satranç, öğrencilerimize anasınıfından itibaren öğretilmektedir. Satranç öğretmenimiz gözetiminde satranç oyununun kural ve inceliklerini öğrenen çocuklarımız bireysel yeteneklerine yenilerini eklemektedirler.
Anasınıfı öğrencileri için beden eğitimi dersi çok önemlidir. Çocukların mutlu olduğu bir saat olan beden eğitimi dersi büyük ve küçük kaslarını kullanarak belirli bir güç gerektiren hareketleri uygulamaktadırlar. Bunun yanında bedensel koordinasyonlarını geliştirici oyunlarla da gelişimlerinin tamamlanması sağlanmaktadır. Çocuğun toplumsal hayata uyabilmesi için gerekli alışkanlıklarını kazanmış olması gerekmektedir. Çocuğun oyun oynarken arkadaşlarıyla işbirliği yapması, karar vermesi, oyunda lider olması, başarısını görerek kendine olan güveninin artması, yürürken ve dururken kulağına gelen bir komut veya müzikle durması veya hareke geçmesinin sinir sistemini dengeli bir hale getirmesi, beden eğitiminin ruhsal hayata etkisini yani önemli bir eğitim vasıtası olduğunu açıkça göstermektedir.
Başak koleji olarak öğrencilerimizi sanatsal yönde bilinçlendirme, el becerilerini geliştirme, farklı tekniklerde çalışarak bu alanlarda gelişmelerini amaçlamaktayız. Biçimlendirme çalışmalarında pastel boya, kuru boya, sulu boya, kolaj ve kolay baskı teknikleri uygulanmaktadır. Bunlar bireysel ve grup çalışmaları şeklinde de uygulanmaktadır. Bunların yanında, çizgi, doku, geometrik şekiller, ana ve ara renkleri tanımak, yığma ve dizme, yerleştirme işlemleri gerçekleştirilerek değişik malzemeler arasında görsel ilişki içinde komposizyon oluşturmaları sağlanmaktadır. Büyük, küçük, kısa, uzun, geniş, dar gibi farklılıkları görsel sanatlar teknikleri ile birleştirerek duygu ve düşüncelerini ifade ederken, bu konuda bakış açısı kazanmalarını sağlamaktayız.
Örnek resimler gösterilip, sergiler gezdirilip fikir sahibi olmalarını ve kendi tasarımlarını arkadaşları ile paylaşıp yorum güçlerini geliştirmek amaçlanmaktadır. Öğrenciler yaşadığı çevreyi, doğayı farkına vararak, bunları resimlerine aktarabilmelidir. El becerileri gelişerek, sanat biçimleri ve görüşleri hakkında yorum yapabilme durumuna gelmelidir. Başak koleji anaokulu olarak hedefimiz öğrencilerimizde bu seviyeyi yakalamaktır.
Sosyal bir etkinlik olan dans sporu ile bireyler fiziksel olarak gelişirken, vücuttaki tüm kas grupları çalıştığı için kondisyon aracılığıyla sağlıklı bir beden yapısına ulaşılmasına ve formun korunmasına yardımcı olur. Figür dizilimlerinin ezberi ile koreografi öğrenimi ve tekrarı bireye zihinsel gelişim kazandırır. Dans müzik eşliğinde yapıldığından her tür müzik bilgisi ile farklı müziklerde farklı dans stilleri yapılmasına olanak sağlar. Öğrenilen dans’ların içine dramatizasyon eklenerek, özel hazırlanmış müzikler (intro,outro,sound effects) eşliğinde sahne’ye çıkmak ve emeğini sergilemek, bireyde psikolojik yönden birçok olumlu gelişim gösterir. Bireysel veya çift olarak; ayrıca grup senkronizasyonu ile dans etme şansı tanır.
1991 Eylül'ünden bugüne; yüzlerce özgür düşünceli, karşılıklı saygıya inanan, hem ulusal hem de uluslararası alanda başarılı bireyler yetiştirdik. Her gün büyüyen ailemizle ülkemizin geleceğine umutla bakıyoruz...
Adres: Zeybek Mah. Arıkbaşı Mevkii PK.150 AYDIN
Telefon: (256) 219 74 45-46-47
Fax: (256) 219 74 48
Email: info@basakkoleji.k12.tr
© Aydın Özel Başak Koleji